Bugün İstanbul’un en önemli tarihi yapılarından biri olan 1500 yıllık Yerebatan Sarnıcı’nı gezme fırsatı buldum. Sarnıcı ziyaret etmeden önce sarnıçtaki en ilgi çekici sütunların Medusa’nın tepetaklak duran başının yer aldığı sütunlar olduğunu biliyordum. Sarnıcı gezerken de bu duruma bizzat şahit oldum. Zira ziyaretçi yoğunluğunun en fazla olduğu yer, söz konusu sütunların bulunduğu alandı. Ayrıca dileklerin gerçek olacağı umuduyla atılmış, sayamadığım kadar madenî para da Medusa’nın tepetaklak duran başının altında yığın oluşturmuş durumdaydı. Sarnıcın muhtelif yerlerinde sular altındaki madenî paraları görmeniz mümkün. Yine de madenî paraların en çok, Medusa’nın ters duran başının altında yığınlaştığını söyleyebilirim.
Yerebatan Sarnıcı'nda çektiğim baş aşağı Medusa'lı sütun fotoğraflarından biri |
Acaba insanlar büyük bir haksızlığa ve zulme uğramış Medusa’nın şans getireceğine mi inanıyorlardı da madenî paralar en çok onun bulunduğu bölgede yoğunlaşmıştı? Oysaki Medusa’nın hiç de şanslı bir hayatı olmamıştı. Sahip olduğu muhteşem güzelliği, aynı zamanda onun sonu da olmuş, kendisine bakanı taşa çeviren bir canavara dönüşmesine yol açmıştı.
Güzelliği sebebiyle bütün kadınlar tarafından kıskanılan Medusa, iki kız
kardeşi ile birlikte zekâ tanrıçası Athena’nın tapınaklarından birinde
yaşamıştı. Athena, Medusa’nın güzelliğinden etkilenmiş olsa da kendisini daha
zeki ve güzel bulduğundan (Yunan tanrı ve tanrıçaları neden hep kibirli olmak
zorunda?) onu kıskanmamıştı. Ta ki eşi Poseidon, Medusa’yı görüp ona aşık olana
kadar. Poseidon Medusa’ya aşık olmakla kalmamış, bir gün Athena’nın tapınağında
ona tecavüz etmişti. Bunu öğrenen Athena büyük bir öfke nöbeti geçirmiş, güzelliğinden
başka bir suçu (!) olmayan zavallı Medusa’yı ve onun iki kız kardeşini birer gorgona
(dişi canavarlar) çevirmişti. Bir gorgona dönüşen güzeller güzeli Medusa’nın
yüzü artık bakılamayacak bir hâle gelmiş, her bir saç teli bir yılana
dönüşmüştü. Fakat öfke nöbetleri dinmek bilmeyen Athena için bu yeterli
olmamıştı. Medusa’ya bu hâliyle de olsa kimsenin bakmasına tahammül edemeyen
Athena, Medusa’yı lanetlemiş ve bu lanet sonucunda ona bakan herkesin taşa
dönüşmesine yol açmıştı. Athena’nın uçsuz bucaksız öfkesi yine de yatışmamıştı.
Medusa’yı lanetlenmiş dişi bir canavara çevirmek ona yeterli gelmemişti. Bu
sebeple üvey kardeşi Perseus’la iş birliği yapmış ve Perseus’tan Medusa’nın
kafasını bedeninden ayırmasını istemişti. Tabii bunu yaparken Perseus’un da
taşa dönüşme ihtimali vardı. Bunun için Athena, Perseus’a bir ayna vermişti.
Perseus, ayna sayesinde Medusa’nun
başını bedeninden ayırabilmişti. Zira aynada kendisini gören Medusa, kendi
lanetinden etkilenmiş ve tam taşa dönüşürken Perseus, Medusa’nın başını
bedeninden ayırabilmişti (başka bir anlatıma göre Medusa, Perseus’un kılıcında
kendisini görüp taş kesilmiştir). İşte Yerebatan Sarnıcı’ndaki Medusa
başlarının tepetaklak koyulmasının sebebi de Medusa sütunlarına bakanların taş
kesilmemesi içindir.
Medusa’nın hiçbir suçu günahı yokken her zaman kötü bir karakter olarak
anılmasına ve Yerebatan Sarnıcı’nda olduğu gibi tepetaklak konumlandırılmasına içerlemiş
biri olarak (evet mitolojik bir karakter de olsa içerliyorum, ne yapayım?!=))
İtalyan sanatçı Luciano Garbati’nin Medusa heykelini görünce içime su
serpilmedi değil hani=) Garbati de bu duruma içerlemiş olacak ki tıpkı
Yerebatan’daki Medusa heykellerinin baş aşağı durması gibi mitolojik hikâyeyi
baş aşağı ederek Medusa’yı “Perseus başlı Medusa” heykeliyle tasvir etmiş.
Garbati’nin tasvirinde Medusa intikam dolu bakışlarıyla oldukça görkemli bir
şekilde dimdik dururken elinde Perseus’un kafasını tutmakta. Haksızlığa ve
zulme uğramış, tepetaklak edilmiş Medusa, sonunda intikamını almış gibi duruyor.
Ne dersiniz?