Kız kardeşlerim, arkadaşlarım,
ablalarım ve teyzelerim! 8 Mart Dünya kadınlar günü şerefine bu yazımı sizlere
armağan ediyorum! Ee platform Mısır’ınGizem’i olunca, haliyle Antik Mısır’da en
çok bilinen ve ses getirmiş kadın kişileri yazmam gerekiyordu. Bu kişilerden nispeten
daha popüleri olan Nefertiti’yi muhtemelen duymuşsunuzdur. Bir diğeri olan
Hatşepsut ise daha çok Antik Mısır’a ya da tarihe ilgi duyanların farkında
olabileceği tarzda bir kişilik. Duymadıysanız da merak etmeyin. Bu yazının sonunda
ikisini de yakın arkadaşınızmışçasına tanıyor olacaksınız. Üslubum konusunda beklentiyi
tavan yaptığımın farkındayım, ne de olsa mütevazılıkta Selda Bağcan (çook
severiz) gibi ol demişler=)
Bu kişilerden daha popüleri
olduğunu düşündüğüm Nefertiti ile yazıma başlamak istiyorum. Nefertiti’nin
kökeni konusunda Mısır bilimciler henüz ortak bir karara varmış değiller. Çoğunluk
ise kesin olmamakla birlikte Nefertiti’nin Mısır’ın güneyinde yer alan Nubye’den
geldiği konusunda birleşmiş durumda. Öte yandan Nefertiti’nin Yukarı Suriye ve
Mezopotamya’da Hurriler tarafından kurulmuş olan bir devlet olan Mitanni’den
geldiği yönünde görüşler de bulunmaktadır. Nefertiti’nin mumyasının hala
bulunamamış olması, kökeni hakkında kesin bir karara varılamamış olmasının temel
sebebidir.
Nefertiti |
Nefertiti’nin kelime anlamı “güzellik
geldi” ya da “güzel geldi” dir. Nefer, Antik Mısır dilinde “güzel” demektir. Ti,
gelmek kelimesini karşılayan bir fiildir. Sondaki” ti” ise, kelimenin kadın
kişisine ait olduğunu gösteren bir belirteçtir.
Nefertiti, isminin anlamını tam
anlamıyla taşıyan bir kadındı. Yüzünün güzelliğini, antik çağ heykeltıraşı olan
Thutmose’un Amarna yakınlarındaki atölyesinde Alman arkeolog Ludwig Borchardt
tarafından bulunan kireç taşından yapılma muhteşem büstünden anlamak mümkündür.
Büste bakıldığında, Thutmose’un bu büstü bitirmeden bıraktığı anlaşılmaktadır;
çünkü büstün sol gözünün hiçbir zaman doldurulmadığı ortadadır. Nefertiti’nin
büstü, günümüzde estetik yaptırmak isteyen kadınlara da sıklıkla prototip
olmaktadır. “Nefertiti boynu”, “Nefertiti botoksu”, “Nefertiti burnu” gibi ifadeler
estetik dünyasında pazarlama unsuru olarak kullanılmaya başlandığı
görülmektedir (kafamdaki soru: müşteriler bu talepleri kendi mi oluşturdu yoksa
bu talepler/ihtiyaçlar pazarlamacılar tarafından mı oluşturuldu? Zira bu
talepleri müşteriler oluşturduysa Nefertiti’nin popülerliği düşünülenden de
fazla olsa gerek, pazarlamacılar tarafından oluşturulduysa pazarlamacıların iyi
bir prototip seçtiklerini söylemeliyim). Sadece estetik dünyasında değil her
yerde Nefertiti büstünü sıklıkla kullanılan bir pazarlama unsuru olarak
görmeniz mümkün. Aksesuarlar (ki ben de çok kullanırım), Nefertiti büstü
şeklinde tasarlanmış saksılar, kupalar, tekstil ürünler ve daha pek çok şeyde
bu muhteşem büstün yansımalarını görmek mümkün.
bence çok yaratıcı=) |
Nefertiti’nin büstünü görmek
isteyenlerin Berlin müzesine gitmeleri gerekiyor. Büstün nerede sergilenmesi
gerektiği konusu günümüzde hala Almanya ve Mısır arasında tartışılan bir
konudur. Mısırlılar, Nefertiti’yi geçmişlerinin ve güzelliklerinin bir simgesi
olarak gördüklerinden ülkelerinde bir Nefertiti büstü olması gerektiğini düşünerek
Mısır’da bir şehir olan Salamut’a Nefertiti’nin “çoook güzel!!!” bir büstünü yaptılar.
Yapmaz olaydılar! Büstü görünce ne demek istediğimi anlayacaksınız:
Bu muhteşem (!) (yok canım
düpedüz çirkin!!!) büst hakkındaki tam yerinde yorumu ise yine bir Mısırlı
yapmış:
Yazılanların Türkçesi şöyle: "Bu Salamut kentindeki Nefertiti. Herhalde öldükten dört gün sonra buna benziyordu." |
Muhteşem (!) büstü, Frankenstein’in
ucubesine benzetenler de yok değildi (ki çok haklılar):
Bence Frankenstein'a haksızlık edilmiş burada=)) |
Güzel Nefertiti’ye hakaret eden
bu büst, aldığı tepkiler sonucunda neyse ki bulunduğu yerden kaldırıldı.
Gelelim Nefertiti’nin, eşi
Akhenaten ile olan ilişkisine. Önce biraz Akhenaten’den bahsedeyim. Akhenaten
yaptığı dini reformlarla, her türlü tanrı ve tanrıçayı yok sayıp sadece Güneş’e
tapmasıyla başkenti Teb’den Amarna’ya taşımasıyla, Antik Mısır’daki Osiris
kültünü temsil eden Amon rahiplerini yok saymasıyla ve önceki ismi olan Amenhotep’i
( Amenhotep’in kelime anlamı Tanrı Amon’un barışı’dır) Akhenaten (kelime anlamı
Tanrı Aten’in-yani Güneş’in takipçisi’dir) ile değiştirmesiyle tarihte “aykırı
firavun” olarak isimlendirilmektedir. Nefertiti ise “aykırı firavun” olarak
isimlendirilen Akhenaten’in gözde kraliçesi ve eşidir. Nefertiti, bu “aykırı”
olarak isimlendirilen her türlü girişimde Akhenaton’un yanındaydı ve onun
destekçisiydi. Aslında Akhenaton’un “aykırı” olarak isimlendirilen bu
fikirlerinde acaba Nefertiti mi etkili olmuştu? Bu sorunun yanıtı henüz
verilebilmiş değildir; fakat Nefertiti’nin “erkeklerin yapabileceği tarzda”
çoğu işin üstesinden gelebildiği, düşmanlara verilen ölüm cezaları vb.
cezaların bizzat uygulayıcısı olduğu yönünde görüşler de mevcuttur.
Akhenaton ve Nefertiti |
Nefertiti’nin 6 kız çocuğu
doğurduğu, hiç erkek çocuğu olmadığı bilinmektedir. Akhenaton’un oğlu olan
Tutankhaten ise, Kiya’dandır. Aşağıdaki görselde Nefertiti ve eşi Akhenaton’un,
tek tanrı olarak benimsedikleri Aten’e, kucaklarında çocuklarıyla birlikte
tapınırken görebilirsiniz.
Güneş tanrısı Aten'in kollarına dikkat! Ama bu başka bir yazının konusu, o yüzden burada değinmeyeceğim=)) |
Akhenaton’un aykırı fikirleri, o
zamana kadar Antik Mısır’da her şeyi yöneten Amon rahiplerinin bir hayli canını
sıktığından, dönemin nüfuslu rahipleri bir isyan düzenlemiş ve Akhenaton ile
Nefertiti’yi sürgün etmişlerdir. Akhenaton’dan sonra yerine oğlu Tutankhaten
geçmiştir. Amon rahipleri ilk iş olaark Tutankhaten’in adını Tutankamon olarak
değiştirmiştir. Tutankhamon, kelime anlamı olarak “Tanrı Amon’un yaşayan
görüntüsü” demektir.
Her ne kadar Akhenaton’un mumyası
bulunmuş olsa da Nefertiti’ye dair günümüze kadar herhangi bir bulguya
rastlanmamıştır. Nefertiti mumyalanmış mıdır? Öldürülüp bedeninin kaderi çöle
mi teslim edilmiştir? Yoksa başına başka şeyler mi gelmiştir? Bu tür sorular
hala cevaplanmayı beklemektedir.
Gelelim kadın firavun Hatşepsut’a.
Hatşepsut da tıpkı Nefertiti gibi 18. Hanedanlık döneminde yaşamıştır; fakat
Nefertiti ile arasında yaklaşık olarak 150 yıl vardır. Hatşepsut, Nefertiti’den
150 yıl kadar önce, Antik Mısır topraklarında hüküm sürmüştür. İsminin anlamı “soylu
kadınların başı” olan Hatşepsut, II. Tutmose’un (isminin anlamı, “Tanrı Thoth
doğdu”dur) eşidir. Eşinin ölümünden sonra, hiç erkek çocuğu olmadığından (Neferure
isminde bir kız çocuğu vardı), ülkeyi yönetme işini “kadın firavun” olarak
üstlenmiştir.
Hatşepsut |
Hatşepsut firavunluk yaptığı 15
yıllık dönemde Antik Mısır halkı tarafından çok sevilmiş ve barışçıl bir
politika izlemiştir; fakat firavunluk dönemi boyunca gerek firavunluk ve
iktidar/güç simgesi olan takma sakal kullanması, erkek gibi giyinmesi ve
tapınaklarda kendisini “Amon’un oğlu” olarak tanıtıp erkek gibi tasvir
ettirmesi gibi hal ve hareketleriyle ataerkilliğin ezici gücünden kurtulamadığı
anlaşılmaktadır. Zaten çoğu görüş, Hatşepsut’un dönemin Amon rahipleri
tarafından sırf kadın olduğu gerekçesiyle firavunluğunun tanınmadığı ve onları
nefretini kazandığı doğrultusunda birleşmektedir. Hatta, ölümünden sonra tahta
geçen III. Tutmosis döneminde çoğu tapınak duvarlarından Hatşepsut adı
silinmiş, mumyası tahrip edilmiştir. Bu gibi yıkıcı faaliyetlerin, Hatşepsut’un
ruhunun ölümden sonraki yaşamda huzura kavuşmasını engellemek ve yönetimdeki
kadın izlerini silmek için yapıldığı konusunda Mısır bilimciler ortak görüş
belirtmektedir.
Hatşepsut'un takma sakallı ve erkeksi tasvir edildiği heykeli |
12 yaşındayken 20 yaşındaki II.
Tutmosis ile evlenen Hatşepsut, oldukça güçlü bir kişilikti. II. Tutmosis ise
tam tersi zayıf bir kişilikti ve 40 yaşında öldü. Eşinin ölümünden sonra ise
Hatşepsut, tahtı üvey oğlu III. Tutmosis’e kaptırmamak için yoğun bir çaba
harcadı ve tahta sahip olarak gücünü gösterdi. Hatşepsut’un 50 yaşında
ölmesinden sonra III. Tutmosis’in Hatşepsut’un izini her yerden hırslı bir
şekilde silme girişimlerinin ardında da bu sebep olsa gerek.
Hatşepsut'un mumyası |
Hatşepsut çoğu yerde tarihin ilk
ve tek kadın firavunu olarak tanımlanmaktadır; fakat bu tanım yanlıştır. Çünkü Hatşepsut’tan
önce Nitokerty ve Sobeknefru, sonrasında ise Tavosret ve kraliçe VII. Kleopatra
Antik Mısır’da firavunluk yapan kadınlar olarak tarihteki yerlerini
almışlardır.
Hatşepsut’un mimar Senmut’a Deir
El Bahri’de yaptırmış olduğu ölüm tapınağı ise mezar tapınaklarının en eskisi
olarak Antik Mısır’ın görkemini yansıtır niteliktedir. Luksor’daki Krallar
Vadisi’nde yer alan bu tapınaktan önce, tarihte hiçbir kraliçe için böyle bir
tapınak inşa edilmemişti. Bu nedenle söz konusu tapınak, benzerleri içinde ilk
olma özelliği taşır.
Hatşepsut'un Krallar Vadisi'ndeki tapınağı |
Hatşepsut ve Nefertiti, güçlü
kişilikleri ve yönetimde baskın bir şekilde söz sahibi olmaları bakımından
ortak özellikler taşısa da bir noktada ayrılmaktadırlar. Hatşepsut, güçlü
kişiliğini ve yönetme gücünü gösterirken fiziksel olarak da erkeksi (kılık
kıyafet ve kendisini tanımlama biçimiyle) bir tavır içine girmiştir, Nefertiti
ise dişilik özelliğinden hiçbir şey kaybetmemiştir. Bunda, Hatşepsut’un aktif
bir şekilde firavunluk yapması etkili olmuş olabilir, ne de olsa Nefertiti
Akhenaton’un arka planında, onun akıl danışmanı olarak yönetimde söz sahibiydi.
Antik Mısır’daki 2 güçlü kadın
kişiliği çok detaya inmeden anlatmaya çalıştım. Umarım yazının sonunda
Nefertiti ve Hatşepsut hakkında fikir sahibi olmanızı sağlayabilmişimdir. Yazının
sonunu şu video ile bağlamak istiyorum. Ne de olsa hem söz konusu kişiliklerin
ortak özellikleri hem günün anlam ve önemi hem de şarkının adı, bu videoyu daha
da anlamlı kılıyor (bi de Beyonce, Nefertiti kadar olmasın bana göre modern zamanların popüler olan kadınlar içinde en güzeli=))
Who run the World? Girls! =)
https://www.youtube.com/watch?v=VBmMU_iwe6U&list=RDVBmMU_iwe6U&start_radio=1
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder