Antik Mısır’da tek bir yaratılış miti, başka bir deyişle tek bir kozmogoni yoktur. Bunun sebebi Antik Mısır’daki her bir önemli kült merkezinin kendi kozmogonisini oluşturmuş olmasıdır. Bu durum tanrıların kökenine ilişkin hikâyeler yani teogoniler için de geçerlidir. Hâl böyle olunca Antik Mısır mitolojisinde bolca kozmogoni ve teogoni görmeniz mümkündür. Bu yazımda Antik Mısır’ın başlıca kült merkezlerinden olan Hermopolis, Heliopolis ve Memphis’e dair üç kozmogoni ve bu kozmogonilere dair teogonilerden bahsedeceğim.
Antik Mısır’ı Aşağı Mısır ve
Yukarı Mısır olarak iki kısma ayırdığımızda (ki gerçekte de bu kısımlara
ayrılmıştı) Hermopolis, Aşağı ve Yukarı Mısır’ın arasındaki sınırın yakınında
bulunan bir şehirdir. Hermopolis isminin Mısır dilindeki karşılığı olan Khemenu
(ya da Hemnu), şehirde ikamet ettiği söylenen sekiz tanrıdan türemiş bir
kelimedir. Hermopolis ise bu şehrin isminin Grekçedeki karşılığıdır. Peki
Mısır dilindeki karşılığı varken neden Grekçesini kullandın? diye
sorabilirsiniz. Çünkü Yunanlı gezginler, araştırmacılar ve sonrasında ülkeye
farklı ülkelerden gelip yerleşen pek çok hanedanlık (örn. Ptolemaioslar gibi),
Mısır dilindeki pek çok tanrı ve yer isimlerinin kendi dillerindeki (Grekçe)
karşılığını kullanmışlar, bu isimlerin de bilinirliği onlar tarafından
sağlandığı için (örn. bıraktıkları yazılı kaynaklar) dünya genelinde bu isimler
genellikle Grekçedeki karşılığıyla bilinir olmuştur. Örneğin Mısır
tanrılarından Osiris, Thoth, İsis gibi pek çok tanrı ve tanrıçanın isimleri
Mısır dilinde değil, Grek dilindedir. Sırasıyla User, Djehuty-Mes ve Aset, bu
tanrıların Mısır dilindeki karşılıklarıdır. Neyse, konuyu çok fazla dağıtmadan
kozmogoni ve teogonilere dönelim.
Hermopolis kozmogonisinde sekiz
tanrılı (ogdoad) bir yaratılış miti vardır. Sekiz tanrı, erkek ve dişi
çiftlerden oluşur. Başka bir deyişle her tanrının dişil bir karşılığı bulunur.
Hermopolis kozmogonisine göre yaratılış öncesinin dört öğesi vardır. Bunlar;
“su”, “sonsuzluk”, “karanlık” ve “saklılıktır”. Ve her bir tanrı çifti,
yaratılış öncesinin bir öğesiyle ilişkilidir. Nun ve Naunet, su; Heh ve Hauhet,
sonsuzluk; Kek ve Kauket, karanlık; Amon ve Amaunet ise saklılık ile ilişkilidir.
Buradaki sonu “t” ile biten isimler tanrıça isimleridir. Zira Mısır dilinde bir
kelimenin dişiye ait olduğunu veya bir dişiyle ilişkili olduğunu ifade etmek
için kelimenin sonunda “t” harfi kullanılmıştır.
![]() |
Dendera'daki Hathor Tapınağı'nda bulunan Ogdoad (dört çift/sekizli tanrı grubu) görseli. Tanrılar kurbağayla, tanrıçalar ise yılanla özdeşleştirilip tasvir edilmiştir. |
Hermopolis kozmogonisindeki su, sonsuzluk, karanlık ve saklılık öğeleri eylemsiz öğeler olmalarına rağmen bu öğelerin kendi içinde “yaratma potansiyeli” taşıdıklarına inanılırdı. Öyle ki Mısır kozmogonilerindeki ortak nokta olan güneş tanrısı, Hermopolis kozmogonisinde de olmasına rağmen söz konusu tanrı çiftleri, güneş tanrısının anneleri ve babaları olarak görülüyordu. Dolayısıyla dört tanrı çiftinin, Hermopolis inancına göre ilk yaratılış olayından önce var olduğuna inanıldığı ifade edilebilir. İlk yaratılış olayı ise Birinci Zaman’ın (Tolkien aklıma geldi nedense=)) sularının çekilip (yani Nun ve Naunet) “Tatenen” adı verilen ilk toprak tepenin yükselmesiyle gerçekleşir. Tatenen’den “Nefertem” adı verilen bir nilüfer çiçeği (lotus) çıkar ve genç güneş tanrısı, bu çiçekten çıkıp evrene ışık getirir (bu bana hep en sevdiğim çiçek olan ve güneş çiçeği olarak da bilinen ayçiçeğini hatırlatır ya da ne zaman bir ayçiçeği görsem Hermopolis kozmogonisi aklıma gelir=). Genç güneş tanrısı ışıkla birlikte zamanı ve yaratılışın geri kalanını başlatır.
![]() |
💛 |
![]() |
Antik Mısırlılarda kutsal bir çiçek olan nilüfer (lotus) anlamına gelen Nefertem'in tanrılaştırılmış versiyonu tanrı Nefertem görseli. Koku ve güzellik tanrısı olarak da bilinir. |
Şimdi gelelim Heliopolis kozmogonisine. Heliopolis (Mısır dilindeki karşılığı Iunu), Aşağı Mısır’ın en önemli dini merkezlerinden biriydi. Aynı zamanda güneşe tapınmanın da baş merkeziydi. Kozmogonisinde Hermopolis kozmogonisinden bir tanrı fazla olarak dokuzlu (ennead) bir tanrı grubu barındırıyordu. Yine Hermopolis kozmogonisinden farklı olarak Heliopolis kozmogonisi, varoluş öncesinin eylemsiz öğelerine değil, yaratılışın dinamik yanlarına odaklanmıştı. Öyle ki kozmogoninin baş tanrısı olan güneş tanrısı Atum, kadim sularda (Nun) “kendi kendine var olarak” “İlk Tufan’dan” doğmuş, böylece sonraki bütün yaratılışın kaynağı olmuştur (bu kısım bana hep ilginç gelmiştir, belki de Nuh tufanı dışında pek çok zaman/çağ kırıcı/başlatıcı tufan olmuştur, kim bilir…). Dolayısıyla Ennead’ı oluşturan diğer tanrılar Atum’un çocuklarıdır. Oysaki Hermopolis kozmogonisinde bu durum tam tersidir.
Nun’da kendi kendine var olan Atum, kendinden Şu (hava) ve Tefnut (nem) olmak üzere iki tanrı meydana getirir. Kozmogoni, Atum’un kendi vücut sıvılarından bu tanrıları meydana getirdiğini ifade eder (örn. tükürük, ter, gözyaşı vb., zira Tefnut ismi tükürürken çıkardığımız sese ne çok benziyor değil mi?☺bu konuya ilişkin şu yazımı okuyabilirsiniz). Sonra Şu ve Tefnut bir tanrı çifti olarak Geb (toprak) ve Nut’u (gök), Geb ve Nut ise bir tanrı çifti olarak Osiris (yer altı tanrısı), İsis (büyü tanrıçası), Seth (kaos tanrısı) ve Neftis’i (İsis’in paraleli bir tanrıça) meydana getirirler (Ennead'la ilgili detaylı bilgi için şu yazımı okuyabilirsiniz).
![]() |
Ennead (kutsal dokuzlu) görseli |
Heliopolis kozmogonisinde de
tıpkı Hermopolis kozmogonisinde olduğu gibi tanrı çiftleri olduğunu görüyoruz.
Fakat Heliopolis kozmogonisinde diğer kozmogoniden farklı olarak her bir tanrı
çiftindeki tanrıların kendine ait bir özgünlüğü olduğunu ve birbirinin
tamamlayıcısı olduğunu söyleyebiliriz (örn. toprak, gök, hava, nem vb.)
Son olarak Memphis kozmogonisinden bahsedelim. Memphis, Aşağı ve Yukarı Mısır’ı birleştiren Menes tarafından M.Ö. 3000’de kurulmuş (tarihçi Manetho’ya göre), Kahire’nin güneyinde yer alan bir şehirdir. Memphis kozmogonisinin baş tanrısı Ptah’tır. “Her şeyi yapan büyük zanaatkâr” olarak görülen Ptah, demircilerin, zanaatkârların ve mimarların tanrısıydı. Memphis kozmogonisine göre Ptah, yine kadim sularda (Nun) Heliopolis kozmogonisinin baş tanrısı olan Atum’dan bile önce gelmekte, hatta Atum’u yaratan bir tanrı olarak görülmektedir. Ptah, sadece Atum’u değil, diğer tanrıları ve her şeyi “kalbiyle ve diliyle” yaratmıştır (tıpkı “ol der, olur” gibi). Ptah’ın her şeyi kalbiyle ve diliyle yaratması, dünyanın bir tanrının “yaratıcı konuşmasıyla oluştuğunu” ve “kelimelerin gücünü” ifade eden “logos” öğretisinin de ilk örneğidir. Dolayısıyla günümüzde çokça şahit olabildiğimiz, kötü ya da olumsuz bir sözün ardından evrenin bu sözü “iptal etmesi” için söylenen “Ay iptaal, iptaal!” sözlerini duyduğum zaman aklıma Memphis kozmogonisi gelmiyor değil=)
Ptah, erkek ve dişi öğeleri kendi bünyesinde barındıran bir tanrı olarak görülüyordu. Hatta bu kapsayıcılık, Ptah kelimesinin çözümlenmesiyle anlaşılabilir: Ta (Yer) + Pet (Gök), yani Ptah, erkek yer öğesi ile dişi gök öğesini birleştiriyor, bünyesinde barındırıyor.
![]() |
Ptah görseli |
Mısır kozmogonilerinin ortak
noktası olarak genelde güneş tanrısı ifade edilse de güneş tanrısının her
kozmogonide farklı varyasyonlarda [örn. şahin ya da doğan, anka, bir çocuk ya
da bir scarab (bok böceği)] gösterildiği anlaşılıyor. Öte yandan her üç kozmogonide
de bir diğer ortak ve aynı zamanda “değişmeyen” noktanın kadim sular yani Nun
olduğu görülüyor. Nun demişken aklıma şimdi de The Nun (Dehşetin Yüzü)
filmindeki korkunç rahibe geldi… Saat de geç oldu… O da ne! Bir karartı gördüm
sanki!.. Neyse, The Nun demedim, şey yani yazmadım.
İptaal! İptaal!..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder