8 Mart 2019 Cuma

ANTİK MISIR'IN GÜÇLÜ KADINLARI NEFERTİTİ VE HATŞEPSUT


Kız kardeşlerim, arkadaşlarım, ablalarım ve teyzelerim! 8 Mart Dünya kadınlar günü şerefine bu yazımı sizlere armağan ediyorum! Ee platform Mısır’ınGizem’i olunca, haliyle Antik Mısır’da en çok bilinen ve ses getirmiş kadın kişileri yazmam gerekiyordu. Bu kişilerden nispeten daha popüleri olan Nefertiti’yi muhtemelen duymuşsunuzdur. Bir diğeri olan Hatşepsut ise daha çok Antik Mısır’a ya da tarihe ilgi duyanların farkında olabileceği tarzda bir kişilik. Duymadıysanız da merak etmeyin. Bu yazının sonunda ikisini de yakın arkadaşınızmışçasına tanıyor olacaksınız. Üslubum konusunda beklentiyi tavan yaptığımın farkındayım, ne de olsa mütevazılıkta Selda Bağcan (çook severiz) gibi ol demişler=)



Bu kişilerden daha popüleri olduğunu düşündüğüm Nefertiti ile yazıma başlamak istiyorum. Nefertiti’nin kökeni konusunda Mısır bilimciler henüz ortak bir karara varmış değiller. Çoğunluk ise kesin olmamakla birlikte Nefertiti’nin Mısır’ın güneyinde yer alan Nubye’den geldiği konusunda birleşmiş durumda. Öte yandan Nefertiti’nin Yukarı Suriye ve Mezopotamya’da Hurriler tarafından kurulmuş olan bir devlet olan Mitanni’den geldiği yönünde görüşler de bulunmaktadır. Nefertiti’nin mumyasının hala bulunamamış olması, kökeni hakkında kesin bir karara varılamamış olmasının temel sebebidir.
Nefertiti




Nefertiti’nin kelime anlamı “güzellik geldi” ya da “güzel geldi” dir. Nefer, Antik Mısır dilinde “güzel” demektir. Ti, gelmek kelimesini karşılayan bir fiildir. Sondaki” ti” ise, kelimenin kadın kişisine ait olduğunu gösteren bir belirteçtir.

Nefertiti, isminin anlamını tam anlamıyla taşıyan bir kadındı. Yüzünün güzelliğini, antik çağ heykeltıraşı olan Thutmose’un Amarna yakınlarındaki atölyesinde Alman arkeolog Ludwig Borchardt tarafından bulunan kireç taşından yapılma muhteşem büstünden anlamak mümkündür. Büste bakıldığında, Thutmose’un bu büstü bitirmeden bıraktığı anlaşılmaktadır; çünkü büstün sol gözünün hiçbir zaman doldurulmadığı ortadadır. Nefertiti’nin büstü, günümüzde estetik yaptırmak isteyen kadınlara da sıklıkla prototip olmaktadır. “Nefertiti boynu”, “Nefertiti botoksu”, “Nefertiti burnu” gibi ifadeler estetik dünyasında pazarlama unsuru olarak kullanılmaya başlandığı görülmektedir (kafamdaki soru: müşteriler bu talepleri kendi mi oluşturdu yoksa bu talepler/ihtiyaçlar pazarlamacılar tarafından mı oluşturuldu? Zira bu talepleri müşteriler oluşturduysa Nefertiti’nin popülerliği düşünülenden de fazla olsa gerek, pazarlamacılar tarafından oluşturulduysa pazarlamacıların iyi bir prototip seçtiklerini söylemeliyim). Sadece estetik dünyasında değil her yerde Nefertiti büstünü sıklıkla kullanılan bir pazarlama unsuru olarak görmeniz mümkün. Aksesuarlar (ki ben de çok kullanırım), Nefertiti büstü şeklinde tasarlanmış saksılar, kupalar, tekstil ürünler ve daha pek çok şeyde bu muhteşem büstün yansımalarını görmek mümkün.

bence çok yaratıcı=)


Nefertiti’nin büstünü görmek isteyenlerin Berlin müzesine gitmeleri gerekiyor. Büstün nerede sergilenmesi gerektiği konusu günümüzde hala Almanya ve Mısır arasında tartışılan bir konudur. Mısırlılar, Nefertiti’yi geçmişlerinin ve güzelliklerinin bir simgesi olarak gördüklerinden ülkelerinde bir Nefertiti büstü olması gerektiğini düşünerek Mısır’da bir şehir olan Salamut’a Nefertiti’nin “çoook güzel!!!” bir büstünü yaptılar. Yapmaz olaydılar! Büstü görünce ne demek istediğimi anlayacaksınız:



Bu muhteşem (!) (yok canım düpedüz çirkin!!!) büst hakkındaki tam yerinde yorumu ise yine bir Mısırlı yapmış:

Yazılanların Türkçesi şöyle: "Bu Salamut kentindeki Nefertiti. Herhalde öldükten dört gün sonra buna benziyordu."


Muhteşem (!) büstü, Frankenstein’in ucubesine benzetenler de yok değildi (ki çok haklılar):

Bence Frankenstein'a haksızlık edilmiş burada=))


Güzel Nefertiti’ye hakaret eden bu büst, aldığı tepkiler sonucunda neyse ki bulunduğu yerden kaldırıldı.

Gelelim Nefertiti’nin, eşi Akhenaten ile olan ilişkisine. Önce biraz Akhenaten’den bahsedeyim. Akhenaten yaptığı dini reformlarla, her türlü tanrı ve tanrıçayı yok sayıp sadece Güneş’e tapmasıyla başkenti Teb’den Amarna’ya taşımasıyla, Antik Mısır’daki Osiris kültünü temsil eden Amon rahiplerini yok saymasıyla ve önceki ismi olan Amenhotep’i ( Amenhotep’in kelime anlamı Tanrı Amon’un barışı’dır) Akhenaten (kelime anlamı Tanrı Aten’in-yani Güneş’in takipçisi’dir) ile değiştirmesiyle tarihte “aykırı firavun” olarak isimlendirilmektedir. Nefertiti ise “aykırı firavun” olarak isimlendirilen Akhenaten’in gözde kraliçesi ve eşidir. Nefertiti, bu “aykırı” olarak isimlendirilen her türlü girişimde Akhenaton’un yanındaydı ve onun destekçisiydi. Aslında Akhenaton’un “aykırı” olarak isimlendirilen bu fikirlerinde acaba Nefertiti mi etkili olmuştu? Bu sorunun yanıtı henüz verilebilmiş değildir; fakat Nefertiti’nin “erkeklerin yapabileceği tarzda” çoğu işin üstesinden gelebildiği, düşmanlara verilen ölüm cezaları vb. cezaların bizzat uygulayıcısı olduğu yönünde görüşler de mevcuttur. 

Akhenaton ve Nefertiti 

Nefertiti’nin 6 kız çocuğu doğurduğu, hiç erkek çocuğu olmadığı bilinmektedir. Akhenaton’un oğlu olan Tutankhaten ise, Kiya’dandır. Aşağıdaki görselde Nefertiti ve eşi Akhenaton’un, tek tanrı olarak benimsedikleri Aten’e, kucaklarında çocuklarıyla birlikte tapınırken görebilirsiniz.

Güneş tanrısı Aten'in kollarına dikkat! Ama bu başka bir yazının konusu, o yüzden burada değinmeyeceğim=))


Akhenaton’un aykırı fikirleri, o zamana kadar Antik Mısır’da her şeyi yöneten Amon rahiplerinin bir hayli canını sıktığından, dönemin nüfuslu rahipleri bir isyan düzenlemiş ve Akhenaton ile Nefertiti’yi sürgün etmişlerdir. Akhenaton’dan sonra yerine oğlu Tutankhaten geçmiştir. Amon rahipleri ilk iş olaark Tutankhaten’in adını Tutankamon olarak değiştirmiştir. Tutankhamon, kelime anlamı olarak “Tanrı Amon’un yaşayan görüntüsü” demektir.

Her ne kadar Akhenaton’un mumyası bulunmuş olsa da Nefertiti’ye dair günümüze kadar herhangi bir bulguya rastlanmamıştır. Nefertiti mumyalanmış mıdır? Öldürülüp bedeninin kaderi çöle mi teslim edilmiştir? Yoksa başına başka şeyler mi gelmiştir? Bu tür sorular hala cevaplanmayı beklemektedir.

Gelelim kadın firavun Hatşepsut’a. Hatşepsut da tıpkı Nefertiti gibi 18. Hanedanlık döneminde yaşamıştır; fakat Nefertiti ile arasında yaklaşık olarak 150 yıl vardır. Hatşepsut, Nefertiti’den 150 yıl kadar önce, Antik Mısır topraklarında hüküm sürmüştür. İsminin anlamı “soylu kadınların başı” olan Hatşepsut, II. Tutmose’un (isminin anlamı, “Tanrı Thoth doğdu”dur) eşidir. Eşinin ölümünden sonra, hiç erkek çocuğu olmadığından (Neferure isminde bir kız çocuğu vardı), ülkeyi yönetme işini “kadın firavun” olarak üstlenmiştir. 

Hatşepsut



Hatşepsut firavunluk yaptığı 15 yıllık dönemde Antik Mısır halkı tarafından çok sevilmiş ve barışçıl bir politika izlemiştir; fakat firavunluk dönemi boyunca gerek firavunluk ve iktidar/güç simgesi olan takma sakal kullanması, erkek gibi giyinmesi ve tapınaklarda kendisini “Amon’un oğlu” olarak tanıtıp erkek gibi tasvir ettirmesi gibi hal ve hareketleriyle ataerkilliğin ezici gücünden kurtulamadığı anlaşılmaktadır. Zaten çoğu görüş, Hatşepsut’un dönemin Amon rahipleri tarafından sırf kadın olduğu gerekçesiyle firavunluğunun tanınmadığı ve onları nefretini kazandığı doğrultusunda birleşmektedir. Hatta, ölümünden sonra tahta geçen III. Tutmosis döneminde çoğu tapınak duvarlarından Hatşepsut adı silinmiş, mumyası tahrip edilmiştir. Bu gibi yıkıcı faaliyetlerin, Hatşepsut’un ruhunun ölümden sonraki yaşamda huzura kavuşmasını engellemek ve yönetimdeki kadın izlerini silmek için yapıldığı konusunda Mısır bilimciler ortak görüş belirtmektedir.

Hatşepsut'un takma sakallı ve erkeksi tasvir edildiği heykeli


12 yaşındayken 20 yaşındaki II. Tutmosis ile evlenen Hatşepsut, oldukça güçlü bir kişilikti. II. Tutmosis ise tam tersi zayıf bir kişilikti ve 40 yaşında öldü. Eşinin ölümünden sonra ise Hatşepsut, tahtı üvey oğlu III. Tutmosis’e kaptırmamak için yoğun bir çaba harcadı ve tahta sahip olarak gücünü gösterdi. Hatşepsut’un 50 yaşında ölmesinden sonra III. Tutmosis’in Hatşepsut’un izini her yerden hırslı bir şekilde silme girişimlerinin ardında da bu sebep olsa gerek.

Hatşepsut'un mumyası


Hatşepsut çoğu yerde tarihin ilk ve tek kadın firavunu olarak tanımlanmaktadır; fakat bu tanım yanlıştır. Çünkü Hatşepsut’tan önce Nitokerty ve Sobeknefru, sonrasında ise Tavosret ve kraliçe VII. Kleopatra Antik Mısır’da firavunluk yapan kadınlar olarak tarihteki yerlerini almışlardır. 

Hatşepsut’un mimar Senmut’a Deir El Bahri’de yaptırmış olduğu ölüm tapınağı ise mezar tapınaklarının en eskisi olarak Antik Mısır’ın görkemini yansıtır niteliktedir. Luksor’daki Krallar Vadisi’nde yer alan bu tapınaktan önce, tarihte hiçbir kraliçe için böyle bir tapınak inşa edilmemişti. Bu nedenle söz konusu tapınak, benzerleri içinde ilk olma özelliği taşır.

Hatşepsut'un Krallar Vadisi'ndeki tapınağı


Hatşepsut ve Nefertiti, güçlü kişilikleri ve yönetimde baskın bir şekilde söz sahibi olmaları bakımından ortak özellikler taşısa da bir noktada ayrılmaktadırlar. Hatşepsut, güçlü kişiliğini ve yönetme gücünü gösterirken fiziksel olarak da erkeksi (kılık kıyafet ve kendisini tanımlama biçimiyle) bir tavır içine girmiştir, Nefertiti ise dişilik özelliğinden hiçbir şey kaybetmemiştir. Bunda, Hatşepsut’un aktif bir şekilde firavunluk yapması etkili olmuş olabilir, ne de olsa Nefertiti Akhenaton’un arka planında, onun akıl danışmanı olarak yönetimde söz sahibiydi.

Antik Mısır’daki 2 güçlü kadın kişiliği çok detaya inmeden anlatmaya çalıştım. Umarım yazının sonunda Nefertiti ve Hatşepsut hakkında fikir sahibi olmanızı sağlayabilmişimdir. Yazının sonunu şu video ile bağlamak istiyorum. Ne de olsa hem söz konusu kişiliklerin ortak özellikleri hem günün anlam ve önemi hem de şarkının adı, bu videoyu daha da anlamlı kılıyor (bi de Beyonce, Nefertiti kadar olmasın bana göre modern zamanların popüler olan kadınlar içinde en güzeli=))

Who run the World? Girls! =)

https://www.youtube.com/watch?v=VBmMU_iwe6U&list=RDVBmMU_iwe6U&start_radio=1