22 Eylül 2021 Çarşamba

Antik Mısır'ın Şekil Değiştiren Tanrı ve Tanrıçaları

Antik Mısır tanrı ve tanrıçaları, ya da ikisini kapsar şekilde ve kestirme ifadeyle “ilahları”, pek çok farklı formda betimlenmiştir. Bu noktada akıllara Antik Mısır ilahlarının neden “hayvan başlı” tasvir edildikleri sorusu gelebilir. Örneğin Thoth insan gövdeli, ibis başlı tasvir edilirken Anubis, insan gövdeli çakal başlı tasvir edilebilmiştir. Bu tür melez gösterimlerde dikkat edilmesi gereken baş kısmının, ilahların özsel öğesi olup gövde kısmının ise ikincil yanını temsil ettiğidir. Bunu şu şekilde açıklayabiliriz. Örneğin aslan başlı insan gövdeli bir tasvir, insan biçiminde bir aslan ilahı temsil ederken insan başlı, aslan gövdeli bir tasvir ise aslan biçimini almış bir insanı temsil eder.

Aslan başlı, insan gövdeli tasviriyle tanrıça Sekhmet

2. Amenhetep'in sfenksi (baş kısmını Amenhetep'in yüzünden, gövde kısmını ise aslandan alır


Antik Mısır ilahlarının melez gösterimlerinde hayvan başı, ilahın kişiliğinin bir özelliğini yansıtır. Örneğin aslan başlı insan gövdeli tasvir edilen tanrıça Sekhmet’in öfkesi, bir aslan gibi şiddetli olabilirdi. Sekhmet’in kişiliğinin şiddetli yönü, aslan başlığıyla tasvir edilmiştir. İbis başlı insan gövdeli tasvir edilen Thoth’ın Ay tanrısı olma özelliği, ibis kuşunun gagasının hilali andıran kıvrımıyla özdeşleştirildiğinden Thoth çoğu zaman ibis başlı insan gövdeli tasvir edilmiştir.

İbis başlı, insan gövdeli Thoth tasviri. Burada Thoth'un hem baş yazman hem de ay tanrısı olma özelliklerini görmek mümkün

Eski hanedanlık döneminde Antik Mısır ilahları çoğunlukla hayvan biçiminde tasvir edilmiştir. Tanrılar genellikle koç, boğa, doğan ya da aslan biçiminde tasvir edilirken tanrıçalar inek, akbaba, kobra ya da dişi aslanla gösterilmiştir. Örneğin genel olarak ibis başlı insan gövdeli tasvir edilen Thoth, eski hanedanlık döneminde babunla tasvir edilmiştir. Babun olarak tasvir edildiği zaman Thoth, genellikle “büyük yazıcı”, “yazmanların ilahı” özelliğini ifade etmiştir.

Antik Mısır ilahlarının hem insan, hem hayvan hem de melez biçimlerde tasvirleri enderdir. Özellikle salt insan biçiminde tasvir edilen Antik Mısır ilahları oldukça nadirdir. Tanrıça Hathor, tam insan biçiminde, bir inek biçiminde, inek başlı bir kadın, yüzü insan ve sığır özellikleri taşıyan bir kadın olarak tasvir edilme özelliğiyle söz konusu nadir Antik Mısır ilahlarından biridir.

İnek başlı bir kadın görünümünde tasvir edilen tanrıça Hathor

Solda çakal başlı insan gövdeli Anubis, sağda inek başlı insan gövdeli Hathor 

Yüzü insan ve sığır özellikleri taşıyan bir kadın görünümündeki Hathor

İnek görünümünde Hathor

Antik Mısır ilahları hayvan biçimli, insan biçimli ve/veya melez tasvir edilmiş olmalarına rağmen bu tasvirlerin hiçbiri, söz konusu Antik Mısır ilahlarının gerçek formu değildi. Onlara verilmiş olan bu biçimler tanrı ve tanrıçalara tanınabilir, birbirlerinden farklılaştırabilir ve görünür özellikler kazandıran formaliteden ibaretti. Ne de olsa Antik Mısır’ın orta krallık döneminde ortaya çıkan ve ölen kişiye öte dünyada yardımcı olacak sözler içeren tabut metinlerinde de belirtilmiş olduğu üzere:

“Sadece ölen kişi, tanrı ve tanrıçaların gerçek formunu görebilir.”

Dolayısıyla Antik Mısır ilahlarının insan biçimli, hayvan biçimli, yarı insan yarı hayvan (melez) biçimli tasvirleri, Antik Mısırlıların havsalasının, yani sınırlı karama yetisinin ürünüdür. Tam da bu noktada Hermes Trismegistus’a (ki Hermes’in Antik Mısır’daki karşılığı Thoth’tur) ait olduğu düşünülen şu sözleri paylaşmak yerinde olmakla birlikte yazının sonu için uygun olacaktır:

“…nedenler nedeni daima gizlidir. Çünkü sonsuzluk, pek kısa bir son olan zaman ve gene pek kısa bir son olan mekân içinde anlaşılamaz ve anlatılamaz. Bizler ancak, öldükten sonra onu anlayabilir ve anlatabiliriz. Çünkü yaşarken, zaman ve mekânla sınırlıyız. Sınırsızlık, sınırlılık içinde kavranamaz.”


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder